Propiedad intelectual Formación en PI Respeto por la PI Divulgación de la PI La PI para... La PI y… La PI en… Información sobre patentes y tecnología Información sobre marcas Información sobre diseños industriales Información sobre las indicaciones geográficas Información sobre las variedades vegetales (UPOV) Leyes, tratados y sentencias de PI Recursos de PI Informes sobre PI Protección por patente Protección de las marcas Protección de diseños industriales Protección de las indicaciones geográficas Protección de las variedades vegetales (UPOV) Solución de controversias en materia de PI Soluciones operativas para las oficinas de PI Pagar por servicios de PI Negociación y toma de decisiones Cooperación para el desarrollo Apoyo a la innovación Colaboraciones público-privadas Herramientas y servicios de IA La Organización Trabajar con la OMPI Rendición de cuentas Patentes Marcas Diseños industriales Indicaciones geográficas Derecho de autor Secretos comerciales Academia de la OMPI Talleres y seminarios Observancia de la PI WIPO ALERT Sensibilizar Día Mundial de la PI Revista de la OMPI Casos prácticos y casos de éxito Novedades sobre la PI Premios de la OMPI Empresas Universidades Pueblos indígenas Judicatura Recursos genéticos, conocimientos tradicionales y expresiones culturales tradicionales Economía Igualdad de género Salud mundial Cambio climático Política de competencia Objetivos de Desarrollo Sostenible Tecnologías de vanguardia Aplicaciones móviles Deportes Turismo PATENTSCOPE Análisis de patentes Clasificación Internacional de Patentes ARDI - Investigación para la innovación ASPI - Información especializada sobre patentes Base Mundial de Datos sobre Marcas Madrid Monitor Base de datos Artículo 6ter Express Clasificación de Niza Clasificación de Viena Base Mundial de Datos sobre Dibujos y Modelos Boletín de Dibujos y Modelos Internacionales Base de datos Hague Express Clasificación de Locarno Base de datos Lisbon Express Base Mundial de Datos sobre Marcas para indicaciones geográficas Base de datos de variedades vegetales PLUTO Base de datos GENIE Tratados administrados por la OMPI WIPO Lex: leyes, tratados y sentencias de PI Normas técnicas de la OMPI Estadísticas de PI WIPO Pearl (terminología) Publicaciones de la OMPI Perfiles nacionales sobre PI Centro de Conocimiento de la OMPI Informes de la OMPI sobre tendencias tecnológicas Índice Mundial de Innovación Informe mundial sobre la propiedad intelectual PCT - El sistema internacional de patentes ePCT Budapest - El Sistema internacional de depósito de microorganismos Madrid - El sistema internacional de marcas eMadrid Artículo 6ter (escudos de armas, banderas, emblemas de Estado) La Haya - Sistema internacional de diseños eHague Lisboa - Sistema internacional de indicaciones geográficas eLisbon UPOV PRISMA UPOV e-PVP Administration UPOV e-PVP DUS Exchange Mediación Arbitraje Determinación de expertos Disputas sobre nombres de dominio Acceso centralizado a la búsqueda y el examen (CASE) Servicio de acceso digital (DAS) WIPO Pay Cuenta corriente en la OMPI Asambleas de la OMPI Comités permanentes Calendario de reuniones WIPO Webcast Documentos oficiales de la OMPI Agenda para el Desarrollo Asistencia técnica Instituciones de formación en PI Apoyo para COVID-19 Estrategias nacionales de PI Asesoramiento sobre políticas y legislación Centro de cooperación Centros de apoyo a la tecnología y la innovación (CATI) Transferencia de tecnología Programa de Asistencia a los Inventores (PAI) WIPO GREEN PAT-INFORMED de la OMPI Consorcio de Libros Accesibles Consorcio de la OMPI para los Creadores WIPO Translate Conversión de voz a texto Asistente de clasificación Estados miembros Observadores Director general Actividades por unidad Oficinas en el exterior Ofertas de empleo Adquisiciones Resultados y presupuesto Información financiera Supervisión
Arabic English Spanish French Russian Chinese
Leyes Tratados Sentencias Consultar por jurisdicción

Turquía

TR130

Atrás

Birleşme ve Devralmalarda İlgili Teşebbüs, Ciro ve Yan Sınırlamalar Hakkında Kılavuz

 Birleşme ve Devralmalarda İlgili Teşebbüs, Ciro ve Yan Sınırlamalar Hakkında Kılavuz

1

REKABET KURUMU

BİRLEŞME VE DEVRALMALARDA İLGİLİ TEŞEBBÜS, CİRO VE YAN

SINIRLAMALAR HAKKINDA KILAVUZ

I. GİRİŞ

(1) 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 7 nci maddesinde, hâkim

durum yaratmaya veya mevcut bir hâkim durumu güçlendirmeye yönelik olarak,

ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki

rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak nitelikteki birleşme

veya devralma işlemleri yasaklanmakta ve hangi tür birleşme ve devralmaların

hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kuruluna (Kurul) bildirilerek izin

alınması gerektiğini Kurulun çıkaracağı tebliğlerle ilan edeceği belirtilmektedir.

Bu çerçevede 1.1.2011 tarihinden itibaren 1997/1 sayılı Tebliğin yerine geçmek

üzere 7.10.2010 tarih ve 27722 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2010/4

sayılı Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar

Hakkında Tebliğ (Tebliğ) çıkarılmıştır.

(2) Tebliğ ile teşebbüsler için hukuki belirliliğin artırılması amacıyla, pazar payı

eşiğinden vazgeçilerek ciro esaslı bildirim eşiği sistemine geçilmiştir. Söz

konusu eşiklerin aşılıp aşılmadığının tespiti bakımından işlem tarafı ve ilgili

teşebbüs kavramları ile belirli durumlarda cironun nasıl tahsis edileceğinin

açıklığa kavuşturulması önem arz etmektedir. Benzer şekilde yan sınırlamalara

ilişkin bazı temel hususlara dair açıklama yapmakta fayda görülmektedir.

(3) Bu kılavuzun yayımlanmasındaki amaç, temel olarak Tebliğde geçen ilgili

teşebbüs ve işlem tarafı kavramları ile ciro eşiklerinin hesaplanması ve yan

sınırlamalara ilişkin olarak açıklamalarda bulunmak suretiyle Tebliğin

uygulanması bakımından belirliliği ve öngörülebilirliliği artırmaktır. Bununla

birlikte, Kurul her bir işlemde somut olayın özelliklerini de göz önünde

bulundurarak karar verecektir.

2

II. İLGİLİ TEŞEBBÜS VE İŞLEM TARAFI KAVRAMLARI

II.1. Genel olarak

(4) İşlem tarafı ve ilgili teşebbüs kavramları, gerek ciro hesaplaması ve işlemin izne

tabi olup olmadığının belirlenmesi, gerekse Bildirim Formunda talep edilen

bilgilerin eksiksiz ve doğru olarak sunulabilmesi bakımından önem taşımaktadır.

(5) Tebliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde ilgili teşebbüs, birleşme

işlemlerinde birleşen, devralma işlemlerinde devralan veya devre konu kişi ya

da ekonomik birimler olarak; işlem tarafı ise birleşme veya devralmanın tarafı

olan teşebbüsler olarak tanımlanmıştır. Buna göre; ilgili teşebbüs birleşme veya

devralma işleminin doğrudan tarafı olan kişi veya ekonomik birimleri, işlem tarafı

ise her bir ilgili teşebbüsün dâhil olduğu ekonomik bütünlüğü ifade etmektedir.

(6) Birleşme veya devralma işlemlerinde ilgili teşebbüslerin belirlenmesinin

ardından, işlem taraflarının eşik değerlendirmesine esas olacak ciroları, Tebliğin

8 inci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde ilgili teşebbüslerle bağlantısı olan

diğer kişi ve ekonomik birimler de göz önüne alınmak suretiyle hesaplanır.

Aşağıda, birleşme ve devralma işlemlerinde ilgili teşebbüsün nasıl belirleneceği,

karşılaşılması muhtemel çeşitli durumlara göre ele alınmıştır.

II.2. Birleşmelerde ilgili teşebbüs

(7) Birleşme işlemlerinde, birleşen kişi ya da ekonomik birimlerin her biri ayrı ayrı

ilgili teşebbüs olarak kabul edilir.

II.3. Devralmalarda ilgili teşebbüs

(8) Devralma işlemlerinde, hem devralan hem de devralınan tarafta bir veya birden

fazla şirket bulunabilmektedir. Genel kural olarak, bu şirketlerin her biri Tebliğ

kapsamında birer ilgili teşebbüs sayılır. Bununla birlikte, aşağıda ele alındığı

üzere, devralma işlemlerinde kontrolün yapısına bağlı olarak ilgili teşebbüsler

her bir işlem özelinde farklılaşabilmektedir.

II.3.1. Tam kontrolün devralınması

(9) Bir teşebbüsün başka bir teşebbüsün tam kontrolünü devraldığı işlemlerde ilgili

teşebbüsler, devralan ve devre konu teşebbüslerdir. Bir grubun sahip olduğu bir

şirketi vasıtasıyla gerçekleştirdiği devralmalarda ilgili teşebbüsler, devralan

3

şirketin devralma aracı olarak kurulmuş olması hali istisna olmak üzere, devre

konu teşebbüs ve devralan konumundaki şirkettir..

II.3.2. Kısmi devir

(10) Devralma işleminin, devre konu teşebbüsün bütünü yerine yalnızca bir

bölümünün devralınmasına yönelik olması halinde, ilgili teşebbüsler devralan ile

devreden şirketin devre konu olan bölümü olacaktır. Örneğin A şirketinin sahip

olduğu birden fazla üretim tesisinden yalnızca birinin B şirketi tarafından

devralındığı bir işlemde ilgili teşebbüsler, B şirketi ve devre konu üretim tesisidir.

II.3.3. Ortak kontrolden tam kontrole geçiş

(11) Ortak kontrolle yönetilen bir şirketin hissedarlarından birinin diğer hissedarların

hisselerini devralmak suretiyle şirket üzerinde tam kontrol tesis ettiği durumlarda

ilgili teşebbüsler, devralan hissedar ve ortak girişim şirketidir. Hisselerini

devrederek şirketten ayrılan hissedarlar ilgili teşebbüs olarak değerlendirilmez.

Örneğin A, B ve C şirketlerinin ortak kontrolünde bulunan D şirketinde, B ve C

şirketlerine ait hisselerin A şirketi tarafından devralındığı ve buna bağlı olarak A

şirketinin D şirketi üzerinde tam kontrolü elde ettiği bir işlemde ilgili teşebbüsler,

A ve D şirketleri olacaktır.

II.3.4. Ortak kontrolün devralınması

(12) Yeni bir ortak girişim kurulması halinde, ortak kontrolde söz sahibi olacak

hissedarların her biri ilgili teşebbüs olarak kabul edilir. Yeni kurulduğu için cirosu

bulunmayan ortak girişim ise ilgili teşebbüs olarak kabul edilmemektedir. Bir

teşebbüsün, kurulan yeni bir ortak girişime katkı olarak, bir yavru şirketini ya da

iş kolunu devrettiği durumlarda da ortak girişim ilgili teşebbüs olarak kabul

edilmez. Örneğin, A, B ve C şirketlerinin bir araya gelerek D ortak girişimini

kurmaları halinde ilgili teşebbüsler A, B ve C şirketleridir. Bu şirketlerden

herhangi birinin ciro atfedilebilecek bir varlığını D şirketine katkı olarak vermesi

de bu durumu değiştirmez.

(13) Ancak bir veya birden fazla teşebbüsün bir başka şirketi, üzerinde ortak kontrol

tesis edecek şekilde devraldıkları durumlarda, işlem sonrasında ortak kontrole

sahip olacak teşebbüslerin her biri ve devralınan şirket ilgili teşebbüs olarak

değerlendirilir. Bu işlemin bir önceki paragrafta örneklendirilen işlemden farkı

kurulan ortak girişimin, hissedarlarından bağımsız olarak pazarda faaliyet

4

gösteren bir şirket üzerinde tesis edilmesidir. Burada işlem tarihinde faal olan bir

şirket, üzerinde ortak kontrol tesis edilecek şekilde üçüncü kişilerce

devralınmaktadır. Bu nedenle hissedar teşebbüslerin yanı sıra devralınan şirket

de ilgili teşebbüs olarak kabul edilir.

(14) Bir şirketin varlıklarının kısa sürede paylaşılması amacıyla devralınması,

devralınan şirketin tamamı üzerinde ortak kontrolün devralınması olarak değil,

devralanlar tarafından devralınan şirketin ilgili parçaları üzerinde ayrı ayrı tam

kontrolünün devralınması olarak değerlendirilir. Bu durumda ilgili teşebbüsler,

devralan şirketler ile her işlemde devralınan farklı kısımlardır.

II.3.5. Ortak girişimi kontrol eden hissedarların değişmesi

(15) Ortak girişim şirketinde, bir ya da daha fazla hissedarın, yeni hissedar olarak ya

da mevcut hisselerin bir kısmını devralarak ortak kontrole sonradan dâhil olduğu

durumlarda, kontrolde gerçekleşen yapısal değişiklik nedeniyle, işlem

sonrasında ortak kontrole sahip olacak tüm eski ve yeni hissedarlar ile ortak

girişim şirketinin kendisi ilgili teşebbüs olarak değerlendirilir. Örneğin A ve B

şirketlerinin ortak kontrolünde olan C şirketine, B’nin hisselerinin tamamını

devralmak suretiyle D şirketinin dâhil olması halinde ilgili teşebbüsler, A, C ve D

şirketleri olacaktır.

II.3.6. Ortak girişim şirketi tarafından kontrolün devralınması

(16) Bir ortak girişim şirketinin, başka bir şirketin kontrolünü devraldığı işlemlerde,

ortak girişimin kendisi ya da ana şirketlerin her biri ayrı ayrı ilgili teşebbüs olarak

kabul edilebilir. Böyle hallerde Kurul, işlemin iktisadi gerçekliğini dikkate alarak

aşağıdaki esaslar çerçevesinde ilgili teşebbüsü belirler.

(17) Devralmanın piyasada faaliyet gösteren tam işlevsel bir ortak girişim şirketi

tarafından gerçekleştiği durumlarda ilgili teşebbüsler, ortak girişim şirketinin

kendisi ve devralınan şirkettir.

(18) Ortak girişim şirketinin ana şirketler tarafından gerçekleştirilen bir devralmada

yalnızca araç olarak kullanıldığı durumlarda ise, örneğin ortak girişim şirketinin

yalnızca devralma işlemi için kurulduğu, tam işlevsel nitelikte olmadığı ve henüz

herhangi bir faaliyeti bulunmadığı durumlarda, ortak girişim şirketi yerine ana

şirketler ilgili teşebbüs olarak kabul edilir. Benzer şekilde ana şirketlerin,

faaliyetin ardındaki gerçek oyuncular olduğunu gösteren unsurların bulunduğu

5

hallerde, örneğin işlemin başlatılmasına, organizasyonuna ve finansmanına ana

şirketler tarafından önemli ölçüde katılımın olduğu durumlarda da ana şirketler

ilgili teşebbüs olarak kabul edilir.

II.3.7. Ortak girişimin dağılması

(19) Ana şirketlerin ortak girişimi dağıtarak, varlıklarını aralarında paylaştığı

durumlarda birden fazla kontrol devri söz konusudur. Her bir ana şirket işlem

sonrasında elde ettiği varlık üzerinde tam kontrol tesis ediyorsa her bir işlem için

ilgili teşebbüsler, devralan ana şirket ile devralınan varlıktır.

(20) Dağılma senaryosuna benzer bir durum iki ya da daha fazla şirketin, ekonomik

birimleri karşılıklı değiştirmeleridir. Bu durumda her kontrol devri, birbirinden

bağımsız biçimde tam kontrolün devralınması olarak kabul edilir. İlgili

teşebbüsler, her işlem için devralan şirketler ile devralınan ekonomik birimler

olacaktır.

II.3.8. Kontrolün gerçek kişiler tarafından devralınması

(21) Gerçek kişiler, kişisel olarak ya da herhangi bir ekonomik birim üzerindeki

kontrol hakları aracılığıyla iktisadi faaliyette bulunmaları halinde teşebbüs

sayılırlar. Teşebbüs sayılan gerçek kişilerin gerçekleştirdikleri devralmalarda,

ilgili teşebbüs devralmayı gerçekleştiren gerçek kişi ile devralınan ekonomik

birimdir.

6

III. CİRO

III.1. Genel olarak

(22) Tebliğin 7 nci maddesi uyarınca, bir birleşme veya devralma işleminde; işlem

taraflarının Türkiye ciroları toplamının yüz milyon TL’yi ve işlem taraflarından en

az ikisinin Türkiye cirolarının ayrı ayrı otuz milyon TL’yi veya işlem taraflarından

birinin dünya cirosunun beş yüz milyon TL’yi ve diğer işlem taraflarından en az

birinin Türkiye cirosunun beş milyon TL’yi aşması halinde söz konusu işlemin

hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kuruldan izin alınması zorunludur. Ancak,

ortak girişimler hariç olmak üzere, herhangi bir etkilenen pazar bulunmaması

halinde, Tebliğin 7 nci maddesinde belirlenen ciro eşikleri aşılsa dahi işlem izne

tabi değildir. Burada ortak girişimlerden kasıt, yeni bir ortak girişim oluşturulması

veya mevcut bir ortak girişimin kontrol yapısında değişikliğe yol açılması gibi,

işlem sonrasında ortak kontrole konu bir ekonomik birimin ortaya çıktığı

durumlardır. Dolayısıyla, ortak kontrol doğurmayan işlemler, söz konusu

maddenin uygulanması bakımından ortak girişim olarak değerlendirilmeyecektir.

(23) Kurul, birleşme ve devralma işlemlerinin kontrolünde, işlemin piyasalara olası

etkilerini tam olarak değerlendirebilmek için en doğru ve güvenilir ciro

rakamlarını elde etmeye çalışmaktadır. Bu çerçevede, Tebliğin 8 inci

maddesinin altıncı fıkrasına göre, tek düzen hesap planına göre bildirim

tarihinden bir önceki mali yıl sonunda veya bunun hesaplanması mümkün

olmazsa, bildirim tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan net satışlar dikkate

alınmaktadır.

(24) Bir teşebbüsün döviz cinsinden hesaplanan yıllık cirosu TL’ye dönüştürülürken,

cironun gerçekleştiği mali yıldaki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış

kuru ortalaması göz önüne alınır.

(25) Tebliğin 7 nci maddesinde belirlenen ciro eşiklerinin aşılıp aşılmadığı

belirlenirken, ilgili teşebbüs ve bu teşebbüsle Tebliğin 8 inci maddesinin birinci

fıkrasındaki kriterler çerçevesinde bağlantılı olan bütün kişi veya ekonomik

birimlerin ciroları dikkate alınır. Buradaki amaç, hukuki belirlilik ilkesi

doğrultusunda hareket ederek, işlem vasıtasıyla etkilenen ekonomik kaynakların

toplam hacminin belirlenmesi suretiyle işlem taraflarının toplam ekonomik

gücünü değerlendirmektir.

7

(26) Tebliğin 8 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, bir devralma işleminde

ciro hesaplanmasında devreden bakımından sadece devredilen kısmın cirosu

esas alınacaktır. Örneğin; A teşebbüsü, B teşebbüsünün tam kontrolünde

bulunan C şirketini devralmak istediğinde, A’nın ve C’nin cirosu hesaplamaya

katılacak, B’nin cirosu ise dikkate alınmayacaktır.

III.2. Etkilenen pazar

(27) Etkilenen pazar, ilgili ürün pazarları arasındaki yatay veya dikey ilişkiye işaret

etmektedir. Bu çerçevede, taraflardan en az birinin Türkiye’de faaliyette

bulunması kaydıyla, tarafların faaliyetleri arasında yatay ya da dikey çakışma

bulunan herhangi bir ilgili ürün pazarı mevcut ise, etkilenen pazar bulunma

koşulu sağlanmış olacaktır. Bununla birlikte, yatay ya da dikey çakışmanın

bulunduğu ilgili ürün pazarlarına ilişkin olarak taraflardan hiçbirinin Türkiye’de

faaliyeti bulunmuyorsa, bu durumda, söz konusu fıkranın uygulanması

bakımından, etkilenen pazar bulunmadığı söylenebilecektir.

(28) Yatay ilişki, taraflardan en az iki tanesinin aynı ürün pazarında ticari faaliyette

bulunduğu, aynı seviyedeki çakışmaya; dikey ilişki ise taraflardan en az bir

tanesinin, bir diğerinin faaliyet gösterdiği herhangi bir ürün pazarının alt veya üst

pazarında ticari faaliyette bulunduğu duruma işaret etmektedir. Bu durumu

örnek vererek açıklayacak olursak; yurt dışında olsa dahi çimento sektöründe

faaliyeti olan bir teşebbüs, Türkiye’de faaliyet gösteren bir çimento fabrikasını

devraldığında, çimento pazarındaki yatay ilişkiden dolayı etkilenen bir pazar

ortaya çıkacaktır. Bu durumda, ciro eşiklerinin de aşılması halinde işlem izne

tabi olacaktır. Benzer şekilde, bir çimento şirketinin, Türkiye’deki bir hazır beton

tesisini devralması halinde, işlem öncesinde bu hazır beton tesisine fiilen ürün

tedarik edip etmediğine bakılmaksızın, pazarlar arasındaki dikey ilişki

dolayısıyla etkilenen pazar ortaya çıkacaktır. Ancak, ürünler arasında yatay ya

da dikey bir ilişkinin bulunmadığı devralma işlemlerinde (ortak girişimler hariç

olmak üzere), örneğin yalnızca çimento pazarında faaliyet gösteren bir

teşebbüsün Türkiye’deki bir bisküvi şirketini devralması durumunda, etkilenen

bir pazar da olmayacağı için, teşebbüslerin ciroları ne olursa olsun işlem izne

tabi olmayacaktır.

(29) Etkilenen pazar değerlendirmesi, işlemden etkilenme ihtimali olan pazarlar

bakımından yapılacaktır. Bu çerçevede, birleşme işlemlerinde teşebbüslerin

8

bütün faaliyetleri bu kapsamda değerlendirilecektir. Devralma işlemlerinde ise,

yalnızca devre konu şirketin faaliyet alanı dikkate alınarak etkilenen pazar

değerlendirmesi yapılacaktır.

III.3. Grup içi ve yurt dışı satışlar

(30) Tebliğin 8 inci maddesinin altıncı fıkrasına göre ciro hesaplanırken, aynı

maddenin birinci fıkrasındaki kişi veya ekonomik birimlerin kendi aralarındaki

satışlarından doğan cirolar hesaba katılmayacaktır. Buradaki amaç, her işlem

bakımından tarafların piyasadaki gerçek ekonomik ağırlığını göz önünde

bulundurmaktır. Diğer yandan, söz konusu kişi veya ekonomik birimlerin yurt

dışı satışları, Türkiye cirosu hesaplanırken dikkate alınmayacaktır.

III.4. Çifte hesaplamadan kaçınılması ve cironun tahsisi

(31) Ortak girişimlerde, işlem taraflarının cirosu hesaplanırken çifte hesaplama

yapılmaması gerekir. Bu nedenle, ana şirketlerin yanında ortak girişim şirketinin

de ilgili teşebbüs olarak değerlendirildiği durumlarda ana şirketin cirosu, devre

konu ortak girişimin cirosu olmaksızın, ortak girişimin cirosu da ana şirketin

cirosu olmaksızın hesaplanacaktır. Örneğin, A ve B şirketleri tarafından birlikte

kontrol edilen C ortak girişiminde, B şirketine ait hisselerin tamamının A şirketi

tarafından devralınması durumunda, A şirketinin cirosu hesaplanırken C ortak

girişiminin cirosu dikkate alınmayacak, C şirketinin cirosu hesaplanırken de A

şirketinin cirosu hesaba katılmayacaktır.

(32) Tebliğin 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, bir birleşme veya devralma

işleminde ilgili teşebbüslerin başka bir kişi ya da ekonomik birim üzerinde aynı

maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan hak ya da yetkilere birlikte

sahip olması durumunda, çifte hesaplamadan kaçınılması prensibi

uygulanacaktır. Buna göre bahse konu hak ve yetkilere birlikte sahip olunan

ekonomik birimin üçüncü kişilere yaptığı satışlardan elde ettiği ciro, ilgili

teşebbüs sayısına bölünecektir. Dolayısıyla bu hesaplamada hisse oranları

değil, Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde listelenen hak ya

da yetkilere sahip olan hissedar sayısı esas alınarak, belirtilen nitelikteki

ekonomik birimlerin cirosu, ilgili teşebbüsler arasında eşit olarak

paylaştırılacaktır. Örneğin, A şirketinin B şirketini devraldığı bir işlemde, A ve

B’nin oy haklarının yarısına sahip olmak suretiyle birlikte kontrol ettikleri C ortak

9

girişiminin cirosu, A ve B şirketleri arasında eşit şekilde taksim edilerek

hesaplamaya dâhil edilecektir.

(33) Benzer şekilde Tebliğin 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, ilgili

teşebbüslerin üçüncü kişilerle birlikte işlerini idare etme hakkına sahip olduğu

ortak girişimlerin ciroları, bu hak sahiplerinin sayısına bölünmek suretiyle

hesaplanacaktır.

(34) Yukarıda yer verilen hususlar, bir şekil yardımıyla şöyle açıklanabilir:

Şekil 1.

Şekilde A ve B ilgili teşebbüsleri, yüzdesel rakamlar oy haklarındaki yüzdeleri göstermektedir.

Şekildeki yapı dikkate alındığında:

- C şirketinin A, B, F, E haricindeki şirketlere yaptığı satışlardan elde ettiği ciro A

ve B’ye eşit olarak bölüştürülecektir.

- E şirketinin, A, C, F haricindeki şirketlere yaptığı satışlardan elde ettiği cironun

tamamı, A’ya verilecektir.

- F şirketinin, A, C, E haricindeki şirketlere yaptığı satışlardan elde ettiği ciro, A

ve D’ye eşit olarak bölüştürülecektir.

III.5. Aynı kişiler ya da taraflar arasında gerçekleştirilen işlemler

(35) Tebliğin 8 inci maddesinin beşinci fıkrasında iki yıllık dönem içinde aynı kişiler

ya da taraflar arasında, aynı maddenin ikinci fıkrası anlamında gerçekleştirilen

iki ya da daha fazla işlemin, Tebliğin 7 nci maddesinde yer alan ciroların

hesaplanması bakımından tek bir işlem olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

10

Bu şekilde gerçekleştirilen işlemlerden yalnızca birinin ya da kümülatif olarak

tamamının bildirim eşiklerini aşması halinde, bu işlemlerin aynı pazara ya da

aynı sektöre ilişkin olup olmadığına ve daha önce bildirilip bildirilmediğine

bakılmaksızın, tamamının bildirilmesi gerekmektedir. Bu düzenlemenin temel

amacı, aslında izne tabi birleşme veya devralma işleminin, parçalara bölünmek

suretiyle birden fazla işlem şeklinde gerçekleştirilmesi yoluyla önemli birleşme

veya devralma işlemlerinin izin alınmaksızın gerçekleşmesinin önlenmesidir.

Örneğin, sadece A ve B teşebbüslerinin faaliyet gösterdiği ve bu teşebbüslerin

sırasıyla 100 ve 50 milyon TL’lik ciroya sahip olduğu bir piyasada, A’nın B’yi

devralması mevcut ciro eşikleriyle izne tabi bir işlemdir. Bu işlemin izin

kapsamından çıkarılması amacıyla B’nin faaliyetlerinin 25 milyon TL’lik iki parça

halinde devralınması durumunda görünürde izne tabi olmayan iki işlem

gerçekleşmiş olmasına rağmen, söz konusu işlemlerin iki yıllık bir zaman dilimi

içinde gerçekleşmesi halinde birlikte değerlendirilerek, ciroların bütünleştirilmesi

söz konusudur. Bu işlem örneğinde, B’nin ilk 25 milyon TL’lik kısmı

devrolunduğunda ciro eşiği aşılmazken, ikinci 25 milyon TL’lik kısmı

devrolunduğunda ilgili ciro olarak diğer işlemden kaynaklanan 25 milyon TL de

dâhil edilerek toplam 50 milyon TL ciro dikkate alınacak ve işlem izne tabi

olacaktır.

III.6. Cironun hesaplanması

(36) Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrası, ilgili teşebbüsle birlikte, cirosu işlem

taraflarına atfedilebilecek kişi ya da ekonomik birimleri belirlemek için özel

kriterler ortaya koymaktadır. Buna göre ciro hesaplanmasında aşağıdakilerin

toplamı dikkate alınacaktır:

a) İlgili teşebbüs,

b) İlgili teşebbüsün doğrudan ya da dolaylı olarak;

1) sermayesinin veya ticari varlığının yarıdan fazlasına sahip olduğu

veya

2) oy haklarının yarıdan fazlasını kullanma yetkisine sahip olduğu veya

3) denetim kurulu, yönetim kurulu veya teşebbüsü temsile yetkili

organların üyelerinin yarıdan fazlasını atama yetkisine sahip olduğu

veya

11

4) işlerini idare etme hakkına sahip olduğu kişi veya ekonomik birimler,

c) İlgili teşebbüs üzerinde (b)’de sayılan hak ve yetkilere sahip olan kişi veya

ekonomik birimler,

ç) (c)’de sayılanların, (b)’de sayılan hak ve yetkilere sahip olduğu kişi veya

ekonomik birimler,

d) (a)-(ç)’de sayılanların, (b)’de sayılan hak ve yetkilere birlikte sahip olduğu

kişi veya ekonomik birimler.

Ciro hesabına hangi teşebbüslerin dahil edileceğini açıklamak için aşağıda

örnek bir şekil sunulmuştur:

Şekil 2.

Şekilde A ilgili teşebbüsü, yüzdesel rakamlar oy haklarındaki yüzdeleri göstermektedir.

(37) Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1, 2 ve 3 numaralı alt

bentlerinde listelenen hak veya yetkiler, niceliksel kriterlere dayandığı için basit

ve açık bir şekilde belirlenebilir. İlgili teşebbüslerin, sermayesinin ya da ticari

varlığının yarısından fazlasını elinde bulundurduğu, oy haklarının yarısından

fazlasına sahip olduğu ya da denetim kurulu, yönetim kurulu veya teşebbüsü

temsile yetkili kurul üyelerinin yarısından fazlasını atamaya hukuken (de jure)

yetkili olduğu şirketler bakımından bu eşikler karşılanmaktadır. Ayrıca, eğer

12

diğer şirketlerin hissedarlar toplantısında oy haklarının yarısından fazlasını

kullanmak ya da diğer şirketlerde temsile yetkili kurul üyelerinin yarısından

fazlasını atamak fiilen (de facto) mümkünse, bu şirketler de ciro hesaplamasına

dâhil olacaktır.

(38) Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendinde

yer alan hüküm, teşebbüsün işlerini idare etme hakkına atıf yapmaktadır. “İşleri

idare etme hakkı”, teşebbüsün stratejik davranışının belirlenmesini de jure

sağlayan haklardır. Bu haklar, oy haklarının elde bulundurulması şeklinde

ortaya çıkabileceği gibi kira sözleşmeleri vb. sözleşmelerden de kaynaklanabilir.

(39) İşleri idare etme hakkı ilgili teşebbüsün, bir şirketin işlerini yönetme hakkına

üçüncü kişilerle birlikte sahip olduğu durumları da kapsamaktadır. Buna göre

ortak kontrol sahibi olan teşebbüslerden her biri tek başına, yalnızca negatif

anlamda, yani veto hakları biçiminde haklara sahip olsa bile, kontrol edilen

şirketin işlerini yönetme hakkına sahip olduğu kabul edilir. Yukarıdaki şekilde,

ilgili teşebbüs A ve üçüncü kişi F tarafından kontrol edilen E şirketi de ilgili

teşebbüs tarafından işleri idare edilen şirket olarak ciro hesabına katılacaktır.

Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendine

göre, sadece ilgili teşebbüse ve üçüncü kişilere açıkça işleri idare etme hakkı

sağlayan de jure haklar söz konusu olduğunda bu ortak girişimler ciro

hesaplanmasında dikkate alınacaktır. Bu nedenle üçüncü kişilerle kontrol edilen

ortak girişimlerin ciro hesabına dâhil edilmesi, ilgili teşebbüsün ve üçüncü

kişilerin hissedarlar anlaşması gibi bir anlaşma temelinde ortak yönetim hakkı

olduğu veya ilgili teşebbüs ile üçüncü kişinin eşit oy hakkına sahip olduğu yani

ortak girişimin karar organına eşit sayıda üye atamaya hakkı olduğu durumlarla

sınırlanmıştır.

(40) İlgili teşebbüsün üzerinde Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b)

bendinde sayılan hak ve yetkilere sahip olan bütün kişi veya ekonomik birimlerin

ciroları hesaplamaya dâhil edilmelidir. Şekilde ilgili teşebbüs olan A’nın iki ana

şirketi (C1 ve C2) ile C1’in de ana şirketi olan C ciro hesaplanmasında birlikte

dikkate alınacaktır.

(41) İlgili teşebbüsün Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde

sayılan hak ve yetkilere doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu kişi veya

ekonomik birimler de ciro hesabında dikkate alınır. Örnek şekilde ilgili teşebbüs

13

A’nın, hisselerinin yarısından fazlasına doğrudan sahip olduğu B1, B2 ve B3

şirketleri ile dolaylı olarak sahip olduğu B4 ve D şirketleri ciro hesaplanmasına

dâhil olacaktır. Ayrıca, Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine

göre, ilgili teşebbüsün ana şirketlerinin, aynı fıkranın (b) bendinde sayılan hak

ve yetkilere doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu şirketler de ciro

hesabında dikkate alınacaktır. Yukarıdaki örnekte, ilgili teşebbüs olan A’nın ana

şirketi olan C2’nin yavru şirketi olan Ç’nin cirosu hesaplamaya dâhil edilecektir.

14

IV. YAN SINIRLAMALAR

IV.1. Genel olarak

(42) Tebliğin 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasında; birleşme veya devralmaya

ilişkin olarak Kurul tarafından verilen iznin, işlemin uygulanmasıyla doğrudan

ilgili ve gerekli sınırlamaları da kapsadığı ve birleşme veya devralma ile getirilen

sınırlamaların bu kapsamı aşıp aşamadığının tespitinin işlem taraflarınca

yapılmasının esas olduğu hükmü yer almaktadır.

(43) Bu düzenleme ile bütün yoğunlaşma işlemlerinde yan sınırlamaların

değerlendirilmesi yönündeki önceki uygulama terk edilerek, bir sınırlamanın yan

sınırlama olup olmadığının değerlendirilmesi esas itibarıyla işlem taraflarının

sorumluluğuna bırakılmaktadır. Dolayısıyla, Tebliğde yer alan söz konusu

düzenleme ile Kurulun yoğunlaşmalara yönelik kararlarında yan sınırlamalara

ilişkin bir değerlendirme yapılmamış olsa dahi, ilgili izin kararının yan

sınırlamaları da kapsayacağı prensibi kabul ve ilan edilmiş olmaktadır. Ancak

Kurul, tarafların talepte bulunması halinde, işbu Kılavuzda ya da önceki

kararlarında ele alınmamış, yeni bir yönü bulunan sınırlamaları, yoğunlaşmaya

ilişkin kararlarında değerlendirecektir.

(44) Yan sınırlamalara Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddelerinin uygulanması mümkün

değildir. Ancak, yan sınırlama niteliği taşımayan sınırlamalar Kanunun 4 üncü, 5

inci ve 6 ncı maddelerinin kapsamında değerlendirilebilir.

IV.2. Yan sınırlama kavramı

(45) Yan sınırlamalar; yoğunlaşma işlemi ile doğrudan ilgili ve işlemin

uygulanabilmesi ve yoğunlaşmadan beklenen etkinliklerin tam olarak

sağlanabilmesi için gerekli olan sınırlamalardır.

(46) “Doğrudan ilgililik” ve “gereklilik” ölçütleri olayın özelliklerine göre objektif olarak

değerlendirilecektir.

(47) Sınırlamaların doğrudan ilgili olması için, yoğunlaşma işlemi ile aynı kapsam

veya zamanda yapılması yeterli olmayıp, ana işlem ile ekonomik olarak

yakından ilişkili olması ve yoğunlaşma sonucu oluşacak yeni yapıya sorunsuz

bir geçiş için öngörülmüş olması gerekmektedir.

15

(48) Gereklilik ölçütü ise, ilgili sınırlamanın yoğunlaşma işleminin gerçekleşmesi için

zorunlu olması ya da sınırlama olmaksızın asıl işlem bakımından önemli ölçüde

belirsizlik ve maliyet artışı olması gibi durumlarda karşılanabilecektir. Bir

sınırlamanın gerekli olup olmadığının tespit edilebilmesi için, sınırlamanın

niteliği yanında, süresi ve kapsamı da dikkate alınır. Öte yandan, aynı sonucu

elde etmeye yarayan alternatif sınırlamalardan, rekabeti en az sınırlayan

alternatifin tercih edilmesi gerekmektedir.

IV.3. Uygulamaya ilişkin genel ilkeler

(49) Devralma işlemlerinde, devralınan hak ya da malvarlığının değerinin tam olarak

alıcıya geçmesi için, satıcıya belirli bir süre için alıcı ile rekabet etmeme

yükümlülüğü getirilmesi gerekebilmektedir. Bu gereklilik özellikle müşteri

çevresinin kazanılması ve devrolunan know-how’dan yererince istifade

edilebilmesi gibi durumlarda ortaya çıkmaktadır.

(50) Satıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün yan sınırlama olarak kabul

edilebilmesi için; süre, konu, coğrafi alan ve kişi yönünden kapsamının, işlemin

uygulanabilmesi için gerekli olan makul düzeyi aşmaması gerekmektedir.

(51) Süre bakımından üç yılı aşmayan rekabet etmeme yükümlülüklerinin genel

olarak makul olduğu kabul edilmektedir. Ancak, müşteri bağımlılığının daha

uzun sürmesi ve devredilen know- how’ın niteliği gereği gerekli olması

durumunda, somut olayın gerektirdiği ölçüyü aşmamak kaydıyla, üç yılı aşan

rekabet etmeme yükümlülüklerinin de yan sınırlama kapsamında

değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir1. Öte yandan, ortak girişimlerde ana

teşebbüslerin ortak girişimle rekabet etmemesine yönelik uzun süreli ya da

süresiz rekabet etmeme yükümlülükleri yan sınırlama olarak kabul

edilebilecektir.

(52) Rekabet etmeme yükümlülüğü kural olarak işlem öncesinde devre konu

ekonomik birimin faaliyet alanını oluşturan mal ve hizmetlerle sınırlı olmalıdır.

Gelişim aşamasını tamamen ya da büyük ölçüde tamamlamış, ancak henüz

pazarlama aşamasına geçilmemiş mal ve hizmetler de bu kapsama dâhil

edilebilecektir.

1 Örneğin bkz. Rekabet Kurulu’nun; 24.11.2005 tarih ve 05-79/1088-314 sayılı, 14.8.2008 tarih ve 08- 50/741-297 sayılı, 15.4.2009 tarih ve 09-15/343-85 sayılı kararları.

16

(53) Benzer şekilde, rekabet etmeme yükümlülüğü, coğrafi bakımdan, işlem

öncesinde satıcının faaliyet gösterdiği alanlarla sınırlı olmalıdır. Bununla birlikte,

satıcının yeni bölgelere girmek için yatırım yapmış olması gibi istisnai

durumlarda bu bölgeler bakımından getirilen sınırlama da gerekli ve makul

kabul edilebilecektir.

(54) Satıcının kendisi ve satıcı ile ekonomik bütünlük oluşturan iktisadi birimler ve

acenteleri bakımından getirilen kısıtlama makul kabul edilebilecek iken, bunun

ötesinde, özellikle satıcının bayileri ya da kullanıcılar bakımından getirilen

rekabet etmeme yükümlülüğü gerekli ve ilgili bir sınırlama olarak kabul

edilmeyecektir.

(55) Rekabet etmeme yükümlülüğü ile benzer nitelikte ya da bu yükümlülüğü

tamamlayıcı nitelikte olan; satıcının devre konu teşebbüsün çalışanlarını

istihdam etmemesi, devre konu teşebbüse ait ticari sırları açıklamaması ve

kullanmaması gibi yükümlülükler de, rekabet etmeme yükümlülüğü ile benzer

şekilde değerlendirilecektir. Şu kadar ki, gizliliğin know-how’a ilişkin olması

halinde, söz konusu bilginin gizli kaldığı, yani know-how niteliğini koruduğu

sürece açıklanmamasına ve kullanılmamasına yönelik olarak getirilen

yükümlülük, işlemin asli bir unsuru olarak değerlendirilebilecektir.